Mesih’in ismini, belki de tanımını ilk defa duyanlar olabilir yada daha önce duymuş ancak dikkat etmemiş olabilir. Peki gerçekten Mesih’i tanıyor muyuz ve bunu ciddi ciddi düşündük mü? “Gerçek olan Mesih”i biliyor muyuz?
Mesih kelimesinin anlamı İbranice: “Maşiah” yani “yağla meshedilmiş kişi” demektir ve özel kişinin yağla mesh edilmesini ifade eder. Genelde baş kahinlik yapanlar veya kraliyet ve bazen peygamberlik görevlerine atananları yükseltmek için tasarlanmış bir ritüel eylemdir.
Eski Ahit’te “Mesih” sembolik bir eylem olarak, bir kişinin başına yağ dökülerek belirli bir göreve atanması için yapılırdı.
“Kâhinlık eden Musa’nın kardeşi Harun’a ve oğullarına kâhin giysileri giydirip kâhinlik etmeleri için onları meshedip atadi ve kutsadı! Harun’la oğulları Buluşma Çadırı’na girdiklerinde ya da Kutsal Yer’de hizmet etmek üzere sunağa yaklaştıklarında, suç işleyip ölmemek için bu donları giyecekler. Harun ve soyundan gelenler için sürekli bir kural olacak bu.” (Mısır’dan Çıkış 28:40-43)
Peygamber Samuel genç “Saul’a, “Sana Tanrı’nın sözünü bildireceğim.” Sonra Samuel yağ kabını alıp yağı onun başına döktü. Onu öpüp şöyle dedi: “RAB seni kendi halkına önder olarak meshetti. (1.Samuel:10:1)
Aynı şekilde İsa’ya “Meshedilmiş olan” anlamıyla “Mesih” denir ve O’ndan Kurtarıcı olarak da söz edilir.
İsa öğrencilerine, kendisinin kim olduğunu sorduğunda Petrus, “Sen, yaşayan Tanrı’nın Oğlu Mesih’sin” (Matta 16:16) diye cevap verdi.
İsa’nın çarmıha gerilmesinden hemen önce Yahudiler tarafından sorgulanması sırasında başkâhin, İsa’ya “Söyle bize, Tanrı’nın Oğlu Mesih sen misin?” diye sordu. (Matta 26:63).
İsa, insanların içinde olan cinleri kovduğunda cinlerin de ona “Sen Tanrı’nın Oğlu Mesih’sin!” diye bağırdıklarını ve İsa’nın, onları azarlayarak konuşmalarına izin vermediğini görüyoruz.
“Birçoğunun içinde olan cinler; “Sen Tanrı’nın Oğlu’sun!” diye bağırarak çıkıyordu. Ne var ki, İsa onları azarladı, konuşmalarına izin vermedi. Çünkü kendisinin Mesih olduğunu biliyorlardı.” (Luka 4:41).
İsa Mesih’i takip eden Hristiyanlar olarak bizim için ‘Mesih’ demek ne anlama gelir?
Mesih’i takip eden bir Hristiyan olarak yaşamak için en azından kültüre göre düşünmemiz gerekir mi? Yoksa sadece kiliseyi ziyaret edip, Tanrı’yı tanıyorum diyerek Hristiyan düşünceye sahipmiş gibi davranmamız mı lazım?
Rabbin sözü İncil’e baktığımızda, bir mesihçi olarak düşüncelerimiz ve bakış açımızın tamamen farklı olması gerekir. Yani bu nasıl olabilir ki?
Biz, Hristiyan olarak sürdürdüğümüz yaşamlarımızda çok zorlanıyoruz ve bu topraklarda, inancımızdan dolayı hoşlanılmadığımız için çok acı çekiyoruz ve her yerde bizimle alay ediyorlar!
Bizim acılarımız İsa Mesih’in çarmıhtaki ölümünden daha kötüdür diyebilirsiniz!
Ama unutmayalım ki İsa sadece çarmıhta öldü ve bitti değil!
O, ölümünün ardından dirilişi aracılığıyla bize sonsuz yaşam verdi ve bizi günahtan arındırdı. İsa Mesih’e iman eden her birini kurtardı ve bize, dayanma gücü ile her durumda zaferini gösterdi!
Bizden istediği tek şey ise; davranışlarımız ile O’nun karakterini yansıtmamız ve yaşamımızı, O’nun yaptığı şeylere benzetmemiz.
İnancımızdan dolayı bize küfür edenlere merhamet göstermek, Mesih’e benzeyen davranıştır. Yalanlarla bizi dolandırma çabası içinde olup, bizim kötülüğümüzü isteyen düşmanlarımız için af ve iyilik dilemek Mesihçi olarak yaşamaktır. Böylece İsa gibi oluruz ve seviniriz!
“O zaman Kral, sağındaki kişilere, ‘Sizler, Babam’ın kutsadıkları, gelin!’ diyecek. ‘Dünya kurulduğundan beri sizin için hazırlanmış olan egemenliği miras alın! Çünkü acıkmıştım, bana yiyecek verdiniz; susamıştım, bana içecek verdiniz; yabancıydım, beni içeri aldınız. Çıplaktım, beni giydirdiniz; hastaydım, benimle ilgilendiniz; zindandaydım, yanıma geldiniz.’
“O vakit doğru kişiler O’na şu karşılığı verecek: ‘Ya Rab, seni ne zaman aç görüp doyurduk, susuz görüp su verdik?
Ne zaman seni yabancı görüp içeri aldık, ya da çıplak görüp giydirdik? Seni ne zaman hasta ya da zindanda görüp yanına geldik?’
“Kral da onları şöyle yanıtlayacak: ‘Size doğrusunu söyleyeyim, bu en basit kardeşlerimden biri için yaptığınızı, benim için yapmış oldunuz.’’ (Matta 25:34-40)
Biz, Mesihçi olarak birbirimize hizmet etmemiz ve her durumda iyiliğini dilememiz, İsa Mesih gibi olmaktır. Hastalar, muhtaç olanlar, dul kadınlar, öksüz çocuklar, yoksullar, istismara uğramış, çaresiz olanlar ve her türlü yardıma ihtiyaç duyanlar için birlik içinde olun ve onlara yardım edin!
Ne durumda olursa olsun, İsa Mesih’in yüzünü yansıtmak ve O’na benzemek için gayret gösterelim!
Böyle davrandığımız halde İsa Mesih’in takipçisi olarak dışlanırsak ne mutlu bize! Rab’bin egemenliğinin bize yakın olduğunu unutmayalım!
Bu çağda gerçek bir Mesihçi olarak davranmak hiç basit değildir ve İsa Mesih’in kalbine sahip olmak bize ne fayda sağlayabilir diye düşünebiliriz!
Birisi bize gelip;“Ben İsa Mesih’i candan, yürekten ve bütün gücüm ile sevdim ve O’na hizmet ettim ve çevremdeki herkese de çok yardımcı oldum.
İmanım ve güvenimle Mesih’e bakarak yaşadım fakat bana hiç bir kazanç gelmedi ve her zaman karanlıkta yok oldum ve kuşku duydum.” diye seslenebilir! Ama gerçek ruh bize geldiğinde, bütün bunlar ne yük olur ne de ağır olur. Sadece O’nun egemenliğini dileriz!
Mesih ile birlikte olmak kutsal Ruh ile birlikte olmaktır ve içimizde yaşayan İsa ile olmaktır!
“Bu nedenle, biz artık kimseyi insan ölçülerine göre tanımayız. Mesih’i bu ölçülere göre tanıdıksa da, artık öyle tanımıyoruz. Bir kimse Mesih’teyse, yeni yaratıktır; eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur. Bunların hepsi Tanrı’dandır. Tanrı, Mesih aracılığıyla bizi kendisiyle barıştırdı ve bize barıştırma görevini verdi. (2.Korintliler 5:16-18)
Mesih’te birlikte olmak yeniden yaratılmak olur ve İsa Mesih’in isteğini yaptığımızda, bütün amacımız ve arzularımız farklı olur. Yaşamlarımız yeniden sevinçle dolar ve zevk alır! İsa Mesih ile olan ilişkimiz, katlanarak artar ve O’nu onurlandırmamızı arzu eder! Mesih ile yaşarken, kendi isteğimiz İsa Mesih’in isteğiyle motive olur ve gerçekleşir.
“ Kendini görür, sonra gider ve nasıl bir kişi olduğunu hemen unutur. Oysa mükemmel yasaya, özgürlük yasasına yakından bakıp ona bağlı kalan, unutkan dinleyici değil de etkin uygulayıcı olan kişi, yaptıklarıyla mutlu olacaktır. ” (Yakup 1:24-25)
Şimdi kalbimizin arzuladığı şeyleri kıyaslamayın!
Eski düşünceler ve tarzımız gitti. Bencilliğimiz ve argolarımız değiştirildi!
Onlar soluk kalır ve dünyevi uğraşlarımız yerine bolluk dolu olan Tanrı’ya bakalım!
Bizi; Oğlunu verecek kadar seven O, bize neyi vermek istemez ki!
“Ölmüş, üstelik dirilmiş olan Mesih İsa, Tanrı’nın sağındadır ve bizim için aracılık etmektedir. Mesih’in sevgisinden bizi kim ayırabilir?
Sıkıntı mı, elem mi, zulüm mü, açlık mı, çıplaklık mı, tehlike mi, kılıç mı? Yazılmış olduğu gibi: “Senin uğruna bütün gün öldürülüyoruz, Kasaplık koyun sayılıyoruz.”
Ama bizi sevenin aracılığıyla bu durumların hepsinde galiplerden üstünüz. Eminim ki, ne ölüm, ne yaşam, ne melekler, ne yönetimler, ne şimdiki ne gelecek zaman, ne güçler, ne yükseklik, ne derinlik, ne de yaratılmış başka bir şey bizi Rabbimiz Mesih İsa’da olan Tanrı sevgisinden ayırmaya yetecektir. (Romalılar 8:31-39)
Mesih’in değerlerini bilip İsa ile birlikte yaşamak bir somutluk ile ilgili değil. Mesih’in şefkati ve merhametine bakarak, birbirimize karşı sevgi ile yaklaşmak Mesih’e olan imanlı düşüncedir ve olgun davranıştır.
Sizi; dün, bugün ve gelecekte de gerçek Kral olan İsa Mesih ile birlikte yaşamaya davet ediyoruz!
Teşekkürler…