Yalanın öğretisi bize ne kazandırır? Yalanın babası kimdir?

Yaşadığımız bu modern çağda ve 21. yüzyılda olmamıza rağmen üzülerek görüyoruz ki hala insanlar, asıl umut bağlamaları gereken, medet ummaları gereken bizi yaratan Tanrı’yı bir kenara bırakıp üstelik bu da yetmezmiş gibi onun gücünü sınırlandırarak, ölümlü insandan, medyumculardan, muskacı hocalardan, falcılardan medet umar bir vaziyet içerisindeler.

Kimi insan maddi sıkıntılar için, kimisi evlenmek , kimisi psikolojik açıdan kendini daha iyi hissetmek için, kimisi hastalığından kurtulmak veya geleceğinde ne yaşayacağını öğrenmek için insanlar bu gibi sebeplerden dolayı böyle yollara başvuruyor.

Elbette ki bu dünya da sıkıntılarımız oluyor. Maddi anlamda sıkıntı, ruhsal ve psikolojik çöküntüler, hastalık veya içinde bulunduğumuz umutsuzluk ,gelecek kaygısı.

Peki bütün bu sebepler ticari anlamda kazanç sağlayıp umut hırsızlığı yapan ve hiçbir gerçeği olmayan yalanlara inanmamıza veya bu yollara başvurmamıza bir neden olabilir mi?
Kesinlike Hayır!

Bizler İsa Mesih imanlıları olarak bu konuyu Tanrı sözü olan Kutsal Kitap ışığında irdeleyeceğiz.
Tanrı sözü ise; falcılık, büyücülük, medyumculuk, muskacılık,
cinci hocalık konularında çok net açık ve nettir.

“Tanrınız RAB ‘bin size vereceği ülkeye girdiğinizde, oradaki ulusların iğrenç törelerini öğrenip uygulamayın. Aranızda oğlunu ya da kızını ateşte kurban eden, falcı , büyücü, muskacı, medyum, ruh çağıran ya da ölülerin ruhlarına danışan kimse olmasın. Çünkü RAB bunları yapanlardan tiksinir. Tanrınız RAB, bu iğrenç töreleri yüzünden bu ulusları önünüzden kovacaktır. Tanrınız RAB’bin önünde yetkin olun.”
(Yasa’nın Tekrarı 18: 9‭-‬13)

Tek Tanrı’ ya bağlanmışızdır.

O’na güvenmeliyiz her konuda umudumuzu O’na bağlamayı öğrenmeliyiz. Kutsal Kitap ölmüş sevdiklerimizin bizimle iletişime girebileceklerine inanmamız için herhangi bir neden göstermez. Aksine ölü olana değil ,başlangıçtan sonsuza değin diri olan Tanrı’ ya bakmamız konusunda bizi uyarır.

Beden alıp aramıza gelen ve gerçeğini sevgi ile açıklayan Tanrımız, Yeşaya peygamber aracılığıyla da halkını uyarır , “Birileri size ,fısıldaşıp mırıldanan medyumlara ,ruh çağıranlara danışın dediğinde, “Halk kendi Tanrı’ sına danışmaz mı; yaşayanlar için ölülere mi danışılır? deyin.
Tanrı ‘nın öğretisine ve bildirisine dönmek gerek. Böyle düşünmezlerse onlar için hiç şafak sökmeyecek.
(Yeşaya 8. 19-20)

Hem Tanrı ‘ ya inandığımızı söyleyip hem de Tanrı’nın öğretisine ve esas bildirisine karşı gelip Şeytan’ın karanlık işlerine bulaşmak tam anlamıyla ikiyüzlülük olur.
Çünkü bütün bu karanlık işler Şeytan ‘ ın yalan öğretisinden kaynaklanmaktadır. O yalancıdır ve yalanın babasıdır onda hiçbir zaman gerçek olmadı ve olmayacak . (Yuhanna 8.44)

Oysa seven Tanrı, İsa Mesih’i tek kurtarıcı olarak atadı. O kadar üstün ve büyük bir kurtarıcıdır ki İsa Mesih yeryüzündeyken cinler O’ na boyun eğip titreyerek kaçtılar.

İsa’ ya “Ey Tanrı’ nın oğlu, bizden ne istiyorsun?” diye bağırdılar. “Buraya, vaktinden önce bize işkence etmek için mi geldin?” İsa’ nın buyruğu üzerine cinler bangır bangır bağırarak insanların bedeninden çıktı. Adamlardan çıkan cinler domuzlara girdi. Bir anda tüm sürü dik yamaçtan göle atlayıp boğuldu. (Matta 8.28-34)

Korkuları, kuşkuları Mesih dağıtır, dünyanın ürkütücü öğelerini yalnız o etkisiz bırakır. Günahtan yalnız O kurtarır. İsa’ nın gücü, yetkisi ve yeterliliği cehennem ordularının toplamından, Şeytan’ın karanlık işlerinden, cinci hocalardan, muskacılardan , medyumculardan, falcılardan , büyücülerden kat ve kat üstündür. Kurtuluş sağlayan yalnız O’dur.

O zaman şimdi sizler de içinde bulunduğunuz veya bulunduğunuzu düşündüğünüz Şeytan’ ın karanlık işlerini İsa Mesih’in adıyla kovun. Umudunuzu , yaratılana değil sizi yaratan diri Tanrı ‘ya tümüyle bağlayın. Her konuda ki dilekleriniz için ölümlü insandan değil canı alıp vermeye yetkisi olan herşeye gücü yeten Tanrı’ dan medet umun. Bunun için İsa Mesih’in adıyla Dua ile Başlayın.